Günde ne kadar su içmeliyiz?

Su vücudumuzdan sindirim, terleme ve nefes alma yoluyla sürekli kaybolmaktadır. Temel prensip olarak şunu söyleyebiliriz: Kaybolan su miktarı mutlaka yerine konmalıdır. Yaklaşık olarak bir gün içersinde vücut ağırlığımızın en az 1/36'sı kadar su almalıyız. Örneğin 72 kg. ağırlığındaki birisinin günlük su ihtiyacı en az 2 litredir. Bu ihtiyacın bir kısmının muhtelif yiyecekler yolu ile alındığını varsaysak bile bir yetişkinin günde en az 1.5 litre su içmesi gerekmektedir. Bu miktar beslenme uzmanlarınca yetşkinlere tavsiye edilen asgari miktardır.

Suyun insan yaşamındaki önemi nedir?

Su, insan yaşamında hayati bir önem taşımaktadır. Sadece yaşam için gerekli bir nesne değil aslında yaşamın kendisidir su. Yeryüzünde ilk yaşamın başladığı yerdir ve bizi çevreleyen tabiat ana ve canlıların yaşamı için ikamesi olmayan çok değerli bir elementtir. Suyun bolluğu halinde değeri tam anlaşılamaz iken yokluğu halinde ölümle eş anlamlıdır.
Gerçekten de, insan vücudu büyük oranda sudan oluşmaktadır. Vücudumuzdaki su oranı yaşam sürecimiz boyunca değişim göstermektedir. Yeni doğan bir bebekte vücut ağırlığının %75'i sudan oluşmakta iken bu oran çocuklarda %70, yetişkinlerde %60 ve yaşlılarda %50 şeklindedir. Yetişkin bir insan bir kısmı yiyeceklerden karşılanmak üzere günde 2-3 litre suya ihtiyaç duyar.
Suyun insan vücudunda çok önemli işlevleri vardır. Bunlardan başlıcaları şöyledir:
a )Su biyolojik bir çözücüdür ve bu çözücü rolüyle vitaminlerin ve minerallerin hem vücutta taşınmasını, hem de çözülmesini sağlar,
b) Su vücut sıcaklığının düzenlenmesinde çok önemli bir rol oynar,
c) Derinin nemlenmesinde, toksinlerin atılmasında ve vücudun temizlenmesinde temel bir görev üstlenir,
d) Böbreklerin çalışmasını kolaylaştırır,
e) Kayganlaştırıcı bir madde olması nedeniyle birçok organın gerektiği gibi çalışmasını sağlar.

Vücüdumuzda Suyun Rolü- Özetle;
• Beynin % 75'i su / Orta dercede susuz kalmak başağrısı ve başdönmesine yol açabilir.
• Su nefes almak için gereklidir.
• Vücut sıcaklığını düzenler.
• Tüm hücrelere besin ve oksijen taşır.
• Kanın % 92'isi sudur.
• Nefes almak için oksijeni nemlendirir.
• Gıdayı enerjiye çevirmeye yardımcı olur.
• Besinlerin emilimine yardımcı olur.
• Atıkları uzaklaştırır.
• Kemiklerin % 22'si sudur.
• Kasların % 75'i sudur.
• Eklemleri rahatlatır, yastıklar.


Suyu ne zaman ve ne kadar içmeli?

Cildimizin yüzde 50 oranında su barındırdığı bir gerçek, ancak bu oran yaş ve cinsiyete göre değişebiliyor. Bebekler için yüzde 80'lere çıkarken, bu oran erkeklerde yüzde 60, kadınlarda ise yüzde 50 civarındadır. Derinin epiderm tabakasındaki su miktarı altderi tabakasına göre iki misli fazla olup, cildin parlak ve ışıltılı görünmesinde başrolü oynar.

Rezervuar görevi...

Vücuttaki su, herşeyden önce acil durumlarda organizmanın yıkanmasını sağlayan bir rezervuar olarak devreye girer. Temel görevleri arasında vücut ısısını regule etmek ve cildi sağlıklı tutmak sayılabilir.

Suyu ne zaman ve ne kadar içmeli?

• Su soluduğumuz hava kadar gerekli ve aynı zamanda yaşamın kaynağı. Peki, sağlıklı bir yaşam için ne zaman ve ne kadar su içmeli?
1) Yeni güne su içerek başlayın. Bu bir bardak su böbreklerinizi boşaltmanıza ve detoks sisteminizin gün boyu çalışmasına yardımcı olacaktır.
2) Kahvaltıdan bir saat öncesine kadar yavaş yavaş ama kısa aralıklarla içilen suyun birçok kronik hastalıklarda tedavi edici özelliği olduğu açıklanmaktadır.
3) Günde en az sekiz bardak su için, mümkün olursa sağlıklı alkali su için, içtiğiniz su ne kadar temiz ve sağlıklı olursa bedeniniz suyu o derecede faydalı kullanır.
4) Canınız bir şeyler atıştırmak istediğinde bir şeyler atıştırmaktansa onun yerine bir bardak su için ve biraz bekleyin. Göreceksiniz ki bedeniniz sizden yemek değil su istiyormuş!
5) Vücudunuzun size ne söylediğini anlamaya çalışın, başınız veya mideniz ağrıyorsa veya bitkinseniz veya kendinizi iyi hissetmiyorsanız ilaç almadan önce bir bardak su için ve neticeye göre hareket edin.

Suyu yemekten sonra için!

6) Baş ağrısı çekiyorsanız ilaca saldırmayın. Sadece su yeterli gelmemişse o zaman suda bir magnesium tablet eritin ve için. Ağrı kesici kullanmadan da baş ağrılarınızın geçtiğini şaşkınlıkla keşfedeceksiniz.
7) Yemek yerken kesinlikle su ve sulu içecekler içmeyin, suyu yemekten yarım saat önce ve sonra için.
8) Yediğimiz yiyeceklerle de su alırız. Çünkü onların içinde de su vardır. Organik olarak üretilen ürünleri tercih ederseniz yiyeceklerle beraber aldığınız suyun kalitesi de iyi olur.
9) Su her yiyecekte aynı kalite ve özellikte bulunmaz, bu durum bedenimizde bulunan sular içinde geçerlidir. İçimizdeki su bizim ruh halimize göre sürekli kendi kendini değiştirme gücünü içinde barındırır.
10) Stresli ya da endişeli olduğunuzda bir bardak su için. Su vücut sıvınızı ve elektrolit dengesini düzenleyerek sakinleşmenize yardımcı olacaktır. Farkında mısınız? Sinirlenince ya da heyecanlanınca dudaklarınız kurur ve yapışmaya başlar. Bu, bedenin doğal olarak o anda su ihtiyacını size göstermesidir.
<
Karaciğere yardımcı...
11) Akılıca yemek yiyin. Kalori, karbonhidrat ve yağları çok fazla hesaplamanıza gerek yoktur. Sadece asidik ve hijyenik olamayan yiyecekleri yemeyin.

12) Karaciğerinizin yediğiniz yiyecek ve içeceklerdeki bakteri, virüs, ve kimyasalları temizlemek zorunda olduğunu unutmayın! Bol, temiz ve kaliteli alkali su içerek karaciğerinize asli görevini yapabilmesi için yardımcı olun.

13) Hazır yiyeceklerden, fast-food'lardan, gazlı içeceklerden, katkı maddeleri içeren her tür hazır gıdadan uzak durun. Tabii burada asıl suçlu olan food'dan ( yemek ) çok işin fast ( hızlı ) kısmıdır. Çünkü hızlı yemek pek çok rahatsızlığın kaynağıdır.

14) Yediğiniz yemeklerden keyif almaya çalışın, iyi çiğneyin ve yemek esnasında gazete okumayı ve TV izlemeyi bırakın. Yediklerinizi iyice inceleyin, onlarla bir diyalog içinde olun.

15) Fazla çay, kahve, alkollü içecek içmeyin. Bu tür içecekler diüretik olduklarından, vücudunuzda su kaybına neden olurlar. Şayet mecbur kalırsanız bunlardan fazla içtiğinizde dengelemek için bol miktarda su ya da mümkünse alkali su için.

Böbrek hastaları çok su içmemeli...
Özellikle yaz günlerinde bol su içilmesini öneren uzmanlar, ancak böbrek yetmezliğinden şikayetçi olan kişiler için bu durumun geçerli olmadığını söyledi.

Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı uzmanı Dr. Gülay Aşçı, “böbrek yetmezliği çeken hastaların çok su içmesi sakıncalı. Bu hastalar sadece susadıkları zaman su içmeli” dedi.

Dr. Gülay Aşçı, insanlarda susama ihtiyacını belirleyenin, alınan tuz miktarı olduğunu belirterek, “Sağlıklı kişilerin bol bol su içmesi gerekiyor. Ancak böreklerinde sorun olanlar su içmek için kendilerini zorlamasın” dedi.

Tüketilecek günlük su miktarının çok iyi hesaplanması gerektiğini bildiren Aşçı, şu bilgileri verdi:

“Çok su içmek, çok idrara çıkmaya neden olur. Bu böbrek çok çalıştığı için değil, siz ihtiyacınızdan fazla su aldığınız ve gerekmeyen miktarı idrarla attığınız içindir. Çok su içmenin böbreklere bir yararı yoktur. Çok nadir ve özel bazı durumlarda, örneğin böbrek taşlarının varlığı gibi, idrar miktarının 2 litrenin üzerinde tutulması faydalı olacağından bol su içmek önerilebilir.”

Böbrek yetmezliği olan kişilerin yeterli miktarda su içmelerini öneren Aşçı, “Böbrekleriniz tam çalışmıyorsa zorla su içmek zararlıdır. Aldığınız suyun atılımı normal olmayacağından, fazla su alımına bağlı olarak, su fazlalığı dediğimiz tıbbi tablo ortaya çıkar” diye konuştu.

Bu tablonun ortaya çıkmasıyla iştahsızlık, kusma ve baş ağrısı şikayetlerinin ortaya çıktığını belirten Aşçı, “Bebeklerde, yaşlılarda, hafıza bozukluğu olan kişilerde ve bilinci yerinde olmayanlarda susama hissi olmaz. Bunların dışındakilerin susadıkça su içmeleri yeterli olur” dedi.

Neden susarız?
• Susamak, tiroid bezinin ağız yoluyla bize ulaştırdığı bir mesaj olup; sulanmaya ihtiyacın var anlamını taşır.

• Ancak bu kişisel ve psikolojik boyutları olan ve kişiden kişiye farklılık gösteren bir ihtiyaç. Kimi insanlar günde 2 bardak su içerken, kimilerinin tükettiği su miktarı 2 litre olabilir.

Su zayıflatır mı?
• Elbette hayır. Aynı şey maden suyu için de geçerli. Bir gram bile kaybetme olasılığınız yok. Durmadan su içmenin ve ardından tuvalete gitmenin kesinlikle incelmenize bir katkısı bulunmuyor.

• Hatta dolaşım sisteminden kaynaklanan ve yaygın bir şekilde selüliti olanların ise fazla su içmekten dolayı şişebileceğini de belirtmekte yarar var. Aşırı su içmenin sonunda vücudun atmakta zorlandığı su, bünyede tutularak ödemlere dahi neden olabilir.

Yazın kışa oranla daha fazla su içmek gerekir mi?
• Evet kesinlikle yazın daha fazla su içmeliyiz. Özellikle yaz aylarında vücut ısındıkça daha fazla terler ve su kaybeder.
Dolayısıyla su stokunu sık sık ve kışa oranla daha fazla miktarlarda yenilemek şart.

Damacana şişeler ortalama kaç defa kullanılmaktadır? Çok kullanılırsa sağlığımıza olumsuz bir etkisi olur mu?

Damacana şişelerinde kullanılan hammaddenin kimyasal adı polikarbonattır.
Polikarbonat malzemenin kullanımına; Tarım ve Köyİşleri Bakanlığı'nın yayınlamış olduğu Gıda Maddeleriyle Temasta Bulunan veya Bulunmak Üzere İmal Edilen Plastikler Hakkında Yönetmelik hükümleri gereğince izin verilmektedir.
Bununla beraber tedarik edilen bu şişelerin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl Kontrol Laboratuarları tarafından Toplam Migrasyon, Ekstraksiyon, Boya geçirgenliği, Infrared Spektrumu gibi analizlerle de uygunluğu tespit edilmektedir.
Bu şişeler dolum ve taşıma esnasında kaza ile kırılmadığı sürece ve tahminen ortalama ömürleri olan 50-60 defa kullanılmaktadır. Bu da yaklaşık 4 yıllık bir süreye karşılık gelmektedir. Daha fazla kullanılması halinde sağlık açısından herhangi bir olumsuzluk sözkonusu değildir. Zaten Sağlık Bakanlığı'nın da bu yönde bir sınırlaması yoktur. Genelde, çok kullanılmış şişelerin yüzü yıprandığı için estetik yönüyle tüketiciye cazip gelmemektedir.

Ambalajlı Suları nasıl kullanmalıyım?
• Ambalajlı suları (pet, damacana), olumsuz tad ve koku verebilecek her türlü ortamdan ve gıda maddesinden uzak tutmaya özen gösteriniz.
• Ambalajlı sularınızı; kalorifer yanında, direkt güneş ışığı altında tutmayınız.
• Boş damacana şişe içerisine herhangi bir şey kesinlikle koymayınız, yabancı maddeler atmayınız.
• Damacanayı pompa ya da sebilsiz kullanıyorsanız, kapağını açık bırakmayınız.
• Damacana kapaklarını atmayınız. Boş damacanalarınızı teslim ederken kapağını kapatarak veriniz.

Damacana Sebilleri (COOLER)
19 litre damacana sular, polikarbonat şişe içerisinde tüketime sunulmaktadır. Polikarbonat ambalaj gözle görülmeyen gözenek çaplarına sahiptir ve dışarıdan hava alışverişi yapar.
Damacana sebili, 19 litrelik ambalajların tüketilmesine yardımcı bir ekipmandır. Sebil muslukları ve iç kısım; ortamdaki hava ile temas ederek çalışmaktadır.
Dış ortam, soyunma odaları, spor salonları, sauna vb. buharlı, nemli ve kirli tüm ortamlar; mikropların üremesine, çoğalmasına, var olmasına yardımcı olurlar. Kısacası dış ortamdaki çeşitli uygunsuzluklar (yoğun koku, toz, vb. kirler); suda olumsuz etkilere zaman zaman yol açabilmektedir.
Sebil;
• Direkt güneş ışığına konulmamalıdır.
• Nemli, buharlı ortamlarda tutulmamalıdır.
• Toz, toprak akışının çok olduğu bölümlerde tutulmamalıdır.
• Temizliğine dikkat edilmelidir.
• Dış yüzeyi, her gün tozlardan uzaklaştırılmalıdır.
• Musluk ağızları gelişi güzel, temiz olmayan bezler ile temizlenmemelidir.

Damacana Pompaları
Pompalar kullanılmadan önce mutlaka yabancı koku içerip içermediği ve temiz olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Pompa musluğundaki tıpa sürekli kapalı tutulmalıdır.
Pompa temizliği önerisi:
• Su pompası damacanadan sökülür.
• Bir su bardağı kaynar su hazırlanır.
• Damacana içerisine giren borunun önce iç ve dış kısmı; temiz bir fırça ile temizlenerek varsa görünür kirler uzaklaştırılır.
• Sonra kaynar su içeren bardağa daldırılır ve kaynar su pompaya çekilir, musluğundan akıtılır.
• Bu işleme bardak içindeki kaynar su bitene kadar devam edilir.
• Pompanın dış yüzeyi de temizlenerek, damacanaya geri takılır.
• Sebil ve pompalarınızı deterjan ile yıkıyorsanız, bolca durulayınız. Unutmayın yetersiz durulama sonucunda deterjan kokusu ve tadı suya geçecektir.

NEDEN SUSARIZ?

• Susamak, tiroid bezinin ağız yoluyla bize ulaştırdığı bir mesaj olup; sulanmaya ihtiyacın var anlamını taşır.

• Ancak bu kişisel ve psikolojik boyutları olan ve kişiden kişiye farklılık gösteren bir ihtiyaç. Kimi insanlar günde 2 bardak su içerken, kimilerinin tükettiği su miktarı 2 litre olabilir.

YAZIN KIŞA ORANLA DAHA FAZLA SU İÇMEK GEREKİR Mİ?

• Evet kesinlikle yazın daha fazla su içmeliyiz. Özellikle yaz aylarında vücut ısındıkça daha fazla terler ve su kaybeder. Dolayısıyla su stokunu sık sık ve kışa oranla daha fazla miktarlarda yenilemek şart.

SU ZAYIFLATIR MI?

• Elbette hayır. Aynı şey maden suyu için de geçerli. Bir gram bile kaybetme olasılığınız yok. Durmadan su içmenin ve ardından tuvalete gitmenin kesinlikle incelmenize bir katkısı bulunmuyor.

• Hatta dolaşım sisteminden kaynaklanan ve yaygın bir şekilde selüliti olanların ise fazla su içmekten dolayı şişebileceğini de belirtmekte yarar var. Aşırı su içmenin sonunda vücudun atmakta zorlandığı su, bünyede tutularak ödemlere dahi neden olabilir.

MADEN SUYU MU YOKSA KAYNAK SUYU MU?

• Her su tadına özellikle de içindeki madeni tuzlara ve oligo-elementlere göre diğerlerinden ayrılır. Kaynak suyuyla, maden suyu arasındaki temel fark ise kaynak suyunun sağlık üzerinde özel bir takım etkilerinin olmadığı ve maden suyu gibi değişmez bir içeriğinin bulunmadığıdır.

• Bununla birlikte maden suyunun kaynak suyuna attığı fark öyle pek ahım şahım sayılmaz ve beslenmeye özel bir katkısı da olmaz.

Nektar ile %100 meyve suyu arasındaki fark nedir?
Meyve türevli içecekler, içerdikleri meyve oranına göre dört ana kategoriye ayrılmaktadır. Bunlar meyveye yakınlık sıralarına göre meyve suyu, meyve nektarı, meyveli içecek ve aromalı içecektir.
Bunlardan meyve suyu tümüyle meyveden oluşan bir içecektir ve Türk Gıda Kodeksine göre meyve oranı %100'dür.
Her meyve %100 meyve suyu işlemeye uygun değildir. Portakal, elma, nar, armut vb meyveler doğrudan ya da tek başına %100 meyve suyu işlemeye uygun meyvelerdir. Ancak bazı meyve türleri, doğal yapılarından dolayı, tek başına %100 meyve suyu olarak üretilmeye ve tüketilmeye uygun değildir. Bu tür meyvelerin suyu; ya kayısı ve şeftalide olduğu gibi kıvamı koyu olduğundan ya da vişne, limonda olduğu gibi tadı çok ekşi olduğundan % 100 tüketime uygun değildir. Bunların belirli miktar su ile seyreltilmesi ve su ile bozulan tat dengesinin şeker vb. maddelerle yeniden kurulması zorunludur. Bu gruba meyve nektarı denilmektedir. Nektarlara eklenmesine izin verilen şekerin maksimum miktarı ve minimum meyve oranı yasal olarak Türk Gıda Kodeksi'nde belirlenmiştir. Bunların meyve oranı meyvesine göre değişmekle birlikte %25 ile 99 arasındadır. Örneğin; limon nektarında bu oran %25, vişne nektarında %35, kayısı nektarında %40, şeftali nektarında %50'dir. Bunların belirli oranda karışımı ile %100 çoklu meyve suyu da elde edilebilmektedir.

Meyveli içecek nedir?
Meyveli içeceklerde meyve oranı en az %10'dur. Bu ürünlerin meyve oranları genellikle %10 ile 25 arasında değişmek ile beraber, yeni ürün formülasyonları ile daha yüksek meyve içerikli olanları da pazara sunulmaktadır. Bunların meyve suyu ya da meyve nektarı olarak adlandırılması veya tanıtılması yanlıştır.

İçerik bölümünde meyve oranları var. Bu oranlar neye göre belirleniyor?
İçeceklerin etiketinde yer alan meyve oranları, o içeceğin % kaçının meyveden geldiğini ifade etmektedir.

Meyvelerden nasıl konsantre üretiliyor?
Konsantreler, meyveler sıkıldıktan sonra elde edilen meyve suyu veya pürelerden besin değerini olabildiğince koruyarak suyun buharlaştırılarak belirli oranlarda uzaklaştırılmasıyla elde edilmektedir. Suyun buharlaşması, evaporatör denilen aygıtlarda düşük basınçta ve düşük sıcaklıkta gerçekleştiği için kalite maksimum düzeyde korunmaktadır.

% 100 Meyve Suyu içerik bilgilerinde "Su" eklendiği belirtiliyor. % 100 olarak neden adlandırılıyor?
Meyvelerin üretim ve hasat zamanı farklı olduğundan dolayı her mevsim bütün meyveler hazırda bulunmamaktadır; meyve suları da piyasanın ihtiyacına göre pazara sunulmakta ve teknoloji gereği bazı dönemler için meyve konsantreye işlenmek zorundadır. Tüketicilerin meyve suyu talebini yıl boyu arz edebilmek için meyve suları doğallığı korunarak suyu uçurularak konsantreye işlenmekte ve böylelikle bozulmadan sağlıklı olarak muhafaza edilmektedir. Konsantreden elde edilen meyve suyuna, meyve suyu konsantresi elde edilirken fiziksel yollar ile ayrılan miktarda, meyve suyunun kalitesini etkilemeyecek şekilde, özellikle duyusal, mikrobiyolojik ve kimyasal bakımdan uygun özelliklerde ve "İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmeliğe" uygun su eklenmektedir., Üretim sırasında meyvenin doğal özellikleri olabildiğince korunarak meyve suyuna yansıtılmasına özen gösterilmektedir.

1 yaşına kadar olan bebekler meyve suyu tüketebilir mi?
Meyve suları iyi bir vitamin ve mineral kaynağıdır. Aynı zamanda bitkisel kaynaklı gıdalardaki demirin emilimini artırır. Ancak fazla miktarda tüketilmesi anne sütünün yerini almasına ve besin değeri yüksek diğer gıdalara karşı iştahsızlığa neden olabilmektedir. Sukroz ile birlikte tüketilmesi diş çürüklerine yol açmaktadır. Bu nedenle günde 250 ml'den fazla tüketilmesi önerilmemektedir. Bebeklere ara öğünlerden sonra verilmesi besinlerin biyo-yararlılığı açısından önemlidir. Öğünlerde 50-100 ml arasında kullanılması diğer besinlerin biyo-yararlığını artırır. Bebeklerde ilk başlanacak meyve suyu kışın elma, yazın ise şeftali suyudur. Turunçgillerin suyu bebekte gaza neden olabileceği düşüncesiyle 6-9. aylardan sonra verilmesi uygundur.

Şeker Hastalarının tüketebileceği ürünler nelerdir ve tavsiye miktarlarınız nelerdir?
Meyve suyu üretiminde meyve suyu kodeksine göre, şeker kullanılabilmekte ancak kullanılacak şeker asitliliği düzenlemek için kullanılırsa litreye en çok 15 gram, tatlandırıcı olarak ise azami 150 gram kullanılabilmektedir.
Meyve nektarına şeker, fruktoz şurubu, meyve türevli şekerler ve bal eklenebilmektedir. Ancak ilave edilen şeker ve/veya bal meyve suyu kodeksine göre son ürünün toplam ağırlığının %20'sinden fazla olamaz. Konsantreden üretilen meyve suyuna şeker ve fruktoz şurubu da eklenebilir.
Öte yandan sadece meyve suyu ve nektarlarında şeker yerine, tamamen veya kısmen uygun tatlandırıcılar kullanılarak diyabetik ürünler de üretilebilmektedir. Şeker hastaları durumlarına uygun meyve sularını ve nektarlarını tüketebilirler. Ancak yine de doktorunuza danışmanızda fayda vardır.

Meyve suyu kutuları açtıktan sonra neden 2 gün içerisinde tüketmeliyim?
Ambalajlı meyve suyunun uzun ömürlü olmasını sağlayan, bozulmaya yol açan mikroorganizmaların ısı etkisi ile öldürülmesi ve sonradan mikroorganizma bulaşmasının ambalaj ile önlenmesidir. Koruyucu içermeyen doğal ve katkısız olan meyve suları, ambalajı açıldıktan sonra bozulmaktadır. Bozulma süresi buzdolabında daha yavaş (7-8 gün), açıkta daha hızlıdır (2-3gün). Meyve suları açıldıktan sonra ortamın havasının özelliklerine göre bozulmalar olabilmektedir.
Meyve suyu üretimde çürük meyve kullanıyor musunuz? Denetimi nasıl yapılıyor?
Fabrikaya gelen tonlarca meyve arasında çürük bulunması da doğaldır. Bunun gibi ham olanı da vardır. Bu nedenledir ki, meyvenin konsantreye dönüştürülmesinde başlıca basamaklarından birisi ayıklama işlemidir. Ayrıca iki kademeli bir yıkama işlemi de uygulanmaktadır.
Çürük ve küflü meyvenin rengi ve tadı meyve suyuna da yansımakta ve tüketici tarafından kolayca algılanmaktadır. Ayrıca gıda kontrol laboratuarında patulin analizi ile kolayca saptanmaktadır. Meyve suyunda patulin miktarının litrede 50 mikrogramı aşması yasaktır. Hiçbir üretici bu riski göze alamaz.

%100 meyve suyu neden bu kadar sulu, evde yapınca püre gibi oluyor?
Fabrikasyon olarak meyve suyu işlenirken sıkma işlemi, meyvesine göre farklı aygıtlarla yapılmaktadır. ÖRNEĞİN; vişne, elma, nar meyve presi ile; portakal, limon vb döner başlıklı sitrus presi ile sıkılarak suyu alınmaktadır. Şeftali, kayısı vb ise palper denilen kademeli elek sisteminden geçirilerek meyve püresi veya pulpu elde edilmektedir. Elekten geçmeyen kabuk vb ise posa olarak atılmaktadır. Sıkılan vişne, elma, nar gibi meyvelerin suyu genellikle durultulmaktadır. Durultma, meyve suyunda bulanıklığa yol açan parçacıkların uzaklaştırılmasıdır. Bu amaçla meyve suyu önce 90-95 santigrada ısıtılmakta ve 45-50 veya 20-25 santigrada soğutularak tortunun ayrılması için bekletilmektedir. Tortu oluşması ve çökelmesi, jelâtin ve bentonit gibi yardımcı maddelerle hızlandırılabilmektedir. Tortunun ayrılmasından arta kalan kısım ayrıca filtreden geçirilerek berrak meyve suyu elde edilmektedir.

Bir litre meyve suyu için kaç kilo meyve sıkılıyor?
Meyvenin su oranına bağlı olarak meyveden elde edilecek meyve suyu miktarı da değişir. Bu meyveden meyveye değiştiği gibi meyvenin yetişme şartlarına bağlı olarak da değişir.

Evde sıkılan meyve suyu ile hazır alınan meyve suyu arasında besin değeri farkı var mıdır?
Evde sıkılan meyve suyu ile hazır meyve suları arasında besin değeri açısından çok az fark bulunmaktadır. Gerek meyve suyu elde edilirken uygulanan durultma, suyun buharlaştırılması veya mikropların öldürülmesi için uygulanan ısıl işlem sırasında meyve suyu veya pürenin sıcaklığa maruz kalma süresi ve zamanına bağlı olarak vitamin değerlerinde çok az bir kayıp olabilmektedir. Diğer besin öğelerinde yani, enerjisinde, taşıdığı flanovidlerde ve minerallerinde herhangi bir kayıp söz konusu değildir.

Neden ve ne kadar meyve suyu içilmelidir?
Beslenme fizyolojisi açısından meyve suyunun tipik özellikleri; su miktarının yüksek olması, yeterli miktarda mineral (potasyum, magnezyum vb), vitamin (A,C,E, folik asit vd) ve antioksidan (polifenol, karoten, antosiyanin vb) içermesi, şeker miktarının düşük olması ve enerjiye çabuk dönüşmesi; buna karşılık yağ içermemesidir. Bundan dolayı beslenme uzmanları, meyve suyu içmek için çok sayıda neden sıralamaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de, bu nedenle günde en az beş porsiyon (five+ a day) meyve, sebze ve sularının tüketilmesini önermektedir ve bir porsiyon meyve ile bir porsiyon meyve suyu denk görülmektedir.

Meyve suyu obeziteye yol açıyor mu?
Kilo fazlalığı son yılların güncel konularından birisidir. Yol açan etkenlerin başında da fazla kalori alınması gelmektedir. Tatlı diye meyve suyunun da fazla kalori içerdiği sanılmaktadır. Fakat aynı kanı, meyve için geçerli değildir.
Meyve suyu, meyveyi yansıtan ve meyveden dönüşen bir içecektir. Sağladığı kalori meyvenin ki kadardır ve ölçülüdür. 100 gram meyve, meyve suyu veya meyve nektarının sağladığı enerji 45-50 kcal arasındadır. Ayrıca tüketim düzeyi oldukça düşüktür. Kişi başına ortalama tüketim yılda yalnızca 7 litre dolayında meyve suyu tüketilmektedir. AB ülkelerinde bu rakam 27 litredir.
Meyve suyunun ayrıca vitamin, mineral ve antioksidan kaynağı olduğu unutulmamalı, obezite nedenleri başka yerlerde aranmalıdır.
Ayrıca son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, meyve suyu tüketimi ile obezite arasında hiçbir ilişkinin olmadığını ortaya koymuştur. Hatta çocuklar ve gençler arasında yapılan bazı araştırmalar ile, meyve suyu tüketenlerin tüketmeyenlere göre obezite riskinin ve vücut kitle indeksinin daha düşük olduğu ispatlanmıştır.
Copyright © 2012 Cypri-Cola Co. Ltd. All Rights Reserved.